Mehmet KIŞ, Mehmet TÜKENMEZ, Sıtkı PERÇİN

Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı

Keywords: Tibia Plato, Kırık, Tedavi.

Abstract

Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Kliniğinde Ocak 1993 - Mayıs 1999 tarihleri arasında 42 hastanın 43 tibia plato kırığından, 22’si konservatif (%51.16), 21’i cerrahi (%48.84) yöntemle tedavi edildi. Olguların 32’si erkek (%76.19), 10’u kadın (%23.81) idi. Olguların ortalama yaşları 44.1 idi. Olgularımızın fonksiyonel, klinik ve radyolojik sonuçları Hohl ve Luck’a göre değerlendirildi. Konservatif tedavi edilen 22 olgumuzun fonksiyonel ve klinik sonuçları 16’sında (%72.72) mükemmel, 5’inde (%22.72) iyi sonuç elde edildi. Yine aynı grupta radyolojik olarak 17’sinde mükemmel (%77.27), 3’ünde iyi (%13.63) ve 2’sinde orta (%9,10) sonuç elde edildi. Cerrahi tedavi edilen 21 olgunun fonksiyonel ve klinik sonuçları 14’ünde mükemmel (%66.67), 4’ünde iyi (%19.05) ve 3’ünde orta (%14.28) sonuç elde edildi. Aynı grup radyolojik olarak 15’inde mükemmel (%71.43), 4’ünde iyi (%10.05) ve 2’sinde orta (%9.52) sonuç elde edildi. Artroskopik yardımlı teknikle redüksiyon yapılan 4 olgumuz fonksiyonel ve klinik olarak 3’ünde mükemmel (%75), 1’inde iyi (%25) sonuç elde edildi. Yine bu grupta radyolojik olarak 2’sinde mükemmel (%50), 2’sinde iyi (%50) sonuç elde edildiği görüldü. Sonuçta, tibia plato kırıklarının tedavisinde konservatif yöntemlerin endikasyon dahilinde her zaman için ilk tercih edilmesi gerektiği, mutlaka cerrahi tedavi yapılacak ise ilk önce artroskopi eşliğinde denenmesi, eğer başarılamıyorsa açık cerrahi yöntemlerin kullanılması gerektiği kanaatine ulaştık.